Psikethica
Grup Terapileri
Grup terapisi, terapist veya psikodramatist eşliğinde, grup üyelerinin sorunlarını birlikte ele aldığı bir psikoterapi yöntemidir. Bu yöntem, sorunların dinamiklerini anlamlandırmak için katılımcılara güvenli bir ortam, ilişki ağı ve sahne sunar. Bu, katılımcıların bilişsel, davranışsal, duygusal ve eylem içgörülerini kazanarak sorunlarının azalmasını hedefler.
Psikodrama, grup terapilerinde en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Psikodrama, iç dünyamızı keşfetmek için bir öteki ile birlikte yolculuğa çıkarak gücünü spontanlık, yaratıcılık ve eylemden alır. Psikodrama, gerçeğin oyunla keşfedilmesini öğreterek oyunun eğlence amacı taşıyan bir şey olmadığını, rol kuramına dayanan işlevsel bir teknik olduğunu vurgular. Psikodrama çalışmaları sırasında spontanlık, yaratıcılık, empati, problem çözme becerileri, içgörü kazanma ve farkındalık gibi konular üzerinde çalışılabilir.
Kaygı Grubu
Kaygı, bir kişinin gerçek veya gerçek olmayan bir nedenle yaşadığı yoğun endişe, tehlike veya korku hissi olarak tanımlanan bir ruh hali durumudur. Bu hisler, belirli bir duruma özgü olabileceği gibi genel bir kaygı halinde de ortaya çıkabilir. Kaygı, bireylere zorlu durumlarla başa çıkma ve tehlikeleri fark etme konusunda yardımcı olduğundan normal ve sağlıklı bir tepkidir. Ancak, bir kaygı bozukluğu durumunda, hissedilen kaygı sürekli, orantısız ve kontrol edilemez bir hal alır. Bu durum, endişeli ve rahatsız edici düşünceler, bedensel tepkiler ve davranış değişiklikleri ile kendini gösterir.
Kaygı bozuklukları, bireylerin günlük yaşamlarını olumsuz etkileyebilir, işlevselliği azaltabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir. Tedavi yöntemleri arasında bireysel psikoterapilerin yanı sıra grup psikoterapileri de önemli bir yer tutar. Psikodrama gibi bir grup terapisi yaklaşımı, katılımcılara sorunlarını somutlaştırma ve ifade etme fırsatı sunar. Psikodrama, katılımcıların korku ve kaygılarını dışarıya yansıtma fırsatı sunarak anksiyete bozukluklarına ilişkin olumsuz düşünceler ve inançları yeniden değerlendirmelerine yardımcı olur. Bu süreçte, bireyler kendi iç dünyalarında denge oluşturabilir, kaygılarını daha iyi anlayabilir ve alternatif çözüm yolları keşfedebilir.
Grup terapisi, dinamik ve sosyal unsurları içermesi nedeniyle bireysel terapiye göre farklıdır. Grup terapisi, kaygı bozukluğu olan kişilere izolasyonla mücadele etme olanağı sunar. Psikodrama’nın kurucusu Jacob Moreno, kaygı ve spontanlık arasında ters bir ilişki olduğunu vurgular. Yani, kaygı arttığında spontanlık azalır ve spontanlık arttığında kaygı azalır. Spontanlık, yeni durumlara uyum sağlama ve tekrarlayan durumlara yenilik getirme kapasitesi olarak tanımlanır.
Grup atmosferi, katılımcılara sosyal becerileri pratiğe dökme fırsatı sunar. Grup içindeki destek sistemi, kaygıları yatıştırma ve kendine güveni artırma konularında önemli bir rol oynar. Grup terapisi, anksiyete tedavisinde etkili bir yaklaşım olmanın yanı sıra, Moreno’nun üçlü sisteminin diğer yönleri (sosyometri ve psikodrama) grup sürecini geliştirmek için çeşitli araçlar sunar.
Yeme Tutumları Grubu
Yeme bozuklukları her yaştan, cinsiyetten, etnik kökenden ve geçmişten insanı etkileyen ciddi ruhsal hastalıklardır. Yeme bozukluğu olan kişiler, zor durumlarla veya duygularla başa çıkmanın bir yolu olarak problemli yeme davranışını kullanırlar. Bu davranışlar, yenen yiyecek miktarını sınırlamayı, tek seferde çok büyük miktarlarda yemek yemeyi, sağlıksız yollarla yenen yiyeceklerden kurtulmayı (örneğin kendini hasta etmek, müshil ilaçlarını kötüye kullanmak, oruç tutmak veya aşırı egzersiz yapmak) veya bu davranışların bir kombinasyonunu içerebilir.
Yeme bozukluklarının yalnızca gıdanın kendisiyle değil, duygularla da ilgili olduğunu unutmamak önemlidir. Kişinin yiyeceklere davranış şekli, bu davranışın hangi amaca hizmet ettiğinin farkında olmasa da, kendisini daha iyi hissetmesini sağlayabilir ya da kontrolün kendisinde olduğunu hissettirebilir. Yeme bozukluğu asla bunu yaşayan kişinin suçu değildir ve yeme bozukluğu olan herkes iyileşmelerine yardımcı olacak psikososyal desteği hak eder.
Psikethica’da düzenlediğimiz yeme tutumlarına yönelik grup terapilerinin amacı terapötik bir bağlam oluşturmak, farkındalığı desteklemek, psikoeğitim sağlamak yoluyla katılımcılarda yeme ile ilgili belirtileri azaltmak ve katılımcılara bu belirtilerle daha iyi başa çıkabilecek şekilde kazanımlar sağlamaktır. Sonuç olarak da katılımcıların psikolojik dayanıklılığını arttırmak, koruyucu ve önleyici bir alan açmak ve gerekli olan durumlarda katılımcıları bireysel tedaviye yönlendirmeyi hedefliyoruz.
OKB Grubu
OKB, genellikle obsesyonlar ve kompulsiyonlar olarak bilinen iki temel belirti grubunu içeren bir ruhsal bozukluktur.
1. Obsesyonlar: Obsesyonlar, kişinin sürekli olarak istenmeyen, tekrarlayan düşünceler ve dürtüler yaşamasıyla karakterizedir. Bu düşünceler, kişiye yoğun bir kaygı, rahatsızlık veya endişe hissi verir.
2. Kompulsiyonlar: Kompulsiyonlar, kişinin obsesyonlardan kaynaklanan kaygıyı hafifletmek veya ortadan kaldırmak amacıyla yaptığı tekrarlayıcı davranışlar veya zihinsel eylemlerdir. Kompulsiyonlar kişiye geçici bir rahatlama sağlar fakat uzun vadede kişinin yaşamını olumsuz etkileyebilir.
Obsesyonlar ve kompulsiyonlar bazen beraber bazen ise tek görülebiliyor. OKB, kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyebilir, işlevselliği azaltabilir ve kişinin genel hayat kalitesini düşürebilir. Bu nedenle, OKB teşhis edildiğinde veya şüphelenildiğinde, profesyonel bir psikiyatrist veya psikoterapist ile çalışmak önemlidir. Ayrıca OKB tedavisinde grup terapisi önemli bir etkiye sahiptir.
Terapi oturumlarında diğer grup üyeleri, OKB semptomlarını canlandırabilir. Bu, kişinin semptomlarını daha iyi görmesine yardımcı olabilir. Ayrıca grup terapisi, çalışma sırasında OKB semptomlarının altında yatan duygusal nedenleri anlamak için de önemlidir. Kişi semptomlarını canlandırırken duygusal tepkilerini ifade etmeye teşvik edilir. Çalışma sırasında, kişi obsesif düşünceleri veya kompulsif davranışları daha sağlıklı ve işlevsel alternatiflerle değiştirmeye yüreklendirilebilir. Diğer grup üyelerinin obsesif düşünceler veya kompulsif davranışlarla ilgili empati geliştirmesine yardımcı olabilir. Bu, kişinin kendini daha az yalnız hissetmesine ve izolasyonunun azalmasına olanak tanır.
Terapi oturumları, kişinin ilerlemesini izlemek için iyi bir göstergedir. Terapist, semptomların azalması ve daha sağlıklı davranışların artması üzerine odaklanır ve kişinin bunu görmesine yardımcı olur.
Grup terapisi, OKB gibi ruhsal sorunlara yaklaşmak için kullanılabilecek yaratıcı ve etkili bir terapi yaklaşımıdır.
Sınav Kaygısı Grubu
Sınav kaygısı, sınavlara veya değerlendirmelere yönelik yoğun bir stres ve endişe durumunu ifade eder. Genellikle öğrenciler arasında yaygın olarak görülse de, her yaştan insanı etkilediğini söyleyebiliriz. Sınav kaygısı, sınavlara hazırlanma süreci, sınav sırası veya sonuçların açıklanmasından önce meydana gelebilir. Sınav kaygısının bazı belirtileri ve etkilerinden bahsetmek isteriz.
1. Fiziksel belirtiler: Baş ağrısı, mide ağrısı, terleme, titreme, kas gerginliği, baş dönmesi vb.
2. Düşünce ve zihinsel belirtiler: Yoğun kaygılı veya negatif düşünceler, konsantrasyon eksikliği, unutkanlık, dikkati sürdürememe.
3. Duygusal belirtiler: Korku, huzursuzluk, heyecan, endişe, sinirlilik.
4. Davranışsal belirtiler: Çalışmada yetersizlik hissi nedeniyle motivasyon eksikliği, sınavdan kaçınma, sınav günü gerekenden fazla çalışma veya tam tersi, deneme sınavlarına girmeme.
Etkiler:
Yüksek düzeyde sınav kaygısı, kişinin normalde sahip olduğu yeteneklerin altında performans göstermesine neden olabilir, kişinin duygusal sağlığını olumsuz etkileyebilir, depresyon ve anksiyete riskini artırabilir. Fiziksel sağlık sorunlarına ve işlevsellikte düşüşe neden olabilir.
Sınav kaygısı aslında yönetilebilir bir sorundur. Kişiler, rahatlama yöntemleri, zaman yönetimi becerileri ve olumsuz düşünce üzerinde çalışarak sınav kaygısını azaltabilirler. Sınav kaygısı, kişinin özgüvenini artırmak, stresi azaltmak ve daha etkili bir şekilde sınavlara hazırlanmak için çeşitli yöntemlerle yönetilebilir. Bu kaygıyla başa çıkmak için grup terapisi etkili bir yöntem olabilir.
Grup terapisi, sınav kaygısıyla başa çıkan bireylerin bir araya gelmesini sağlar. Diğer grup üyeleri, aynı sorunları yaşadıkları için birbirlerine destek olabilirler. Bu destek, kişinin kendini daha anlaşılmış hissetmesine yardımcı olabilir. Grup terapisi sırasında, grup üyeleri sınav kaygısı hakkında deneyimlerini paylaşabilirler. Bu, kişinin kendi kaygılarının normal bir yanıt olduğunu anlamasına yardımcı olur. Ayrıca katılımcıların farklı sınav kaygısı yönetimi stratejilerini öğrenmelerine ve deneyimlerini paylaşmalarına olanak tanındığı için diğer katılımcıların yöntemleri kişinin kendi sınav kaygısını daha iyi yönetmesine yardımcı olabilir.
Grup terapisi, bir güven ortamı içinde gerçekleştiği için katılımcıların rahatça duygusal deneyimlerini paylaşmalarına yardımcı olur ve sınav kaygısıyla başa çıkmak isteyen bireyler için iyi bir destek ağı oluşturur.